3 Temmuz 2013 Çarşamba

ÖDÜL DELİSİ YÖNETMEN!

2012 Yılının en çok ödül alan 3. Belgesel filmi Çöp’ün yönetmeni Burak Türten, belgeselin hikayesini anlattı.
O bir üniversite öğrencisi… Yaptığı belgesel ile kimselerin göremediğini gösterdi. Çöp belgesel filmi ile 10 farklı yarışmada ödül aldı. Son ödülü ise Avrupa’dan geldi. Kayseri’nin gururuyken, Türkiye’nin gururu oldu. Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesinin adını da tüm dünyaya duyurdu.
Burak Türten Kimdir?
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Halka İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Yüksek Lisans öğrencisi. 6 yıldır Kayseri’de yaşıyor. Aslen Safranbolulu olan Burak Türten’in Türkiye’de ulusal ve uluslararası 18 ödülü bulunuyor. Bu ödüllerin hepsi farklı dallarda. Bunların dışında “Çöp” Belgesel Filmi ile toplam 10 ödül aldı.

Yönetmenlik ve spikerlik merakınız nereden geliyor?
Bu benim lise yıllarından itibaren şekillenen bir amacımdı. Radyo Sinema ve Televizyon bölümünü okudum. Dolayısıyla kaliteli ve prestijli bulduğum Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesini seçtim. Belgesel sinemaya okula başladıktan sonra yöneldim. Bitirme projesi olarak Çöp belgeselini çektik. Bu belgesel de 150’ye yakın jüri tarafından beğenildi ve bu başarıyı elde etti.

“ÇÖP’ÜN İÇİNDE MODERN KÖLELİK SİSTEMİ VAR”

Çöp belgeselinin çıkış noktası neydi? Neden çöp?
Çöp bilinmeyen bir konuydu. Aslında biz bile bilmiyorduk. Yaptığımız araştırmalar sonucunda çok derin bir konu olduğunu gördük. Dışardan bakınca insanların sadece çöp topladığı görülüyor. Fakat bunun içerisinde çok dramatik bir yapı var. İnsanların bir ömür çöpte yaşadığı bir ortam var. Orada doğup, büyüyüp öldüğü bir ortam… Orası hayatlarını yaşadıkları yer… Çöp haricinde hiçbir şeyle karşılaşmadıkları bir yapı var. Buna belki de modern kölelik sitemi diyebiliriz.

Projelerini hazırlarken malzeme sıkıntısı çektiğiniz oluyor mu?
Malzeme konusunda hiçbir sıkıntı çekmedik. Bu konuda Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi güvendiği ve inandığı öğrencilerine tüm imkanlarını aralıyor. Dolayısıyla bu konuda fakültemiz  çok iyi bir yerde.

Bundan sonrası için konuşacak olursak. Okul bittiği zaman neler yapmayı planlıyorsunuz?
İlk hedefim akademisyen olmak. Ancak akademisyenliğin yanı sıra film çalışmalarına devam etmek istiyorum. Bununla birlikte de bağlı bulunduğum fakültenin bana vereceği sunuculuk işlerini de keyifle yapmayı düşünüyorum. Yani bugüne kadar yaptığım işleri yarın da sürdürmek istiyorum. Ama ana eksenimde akademisyenlik olmalı.


“BENİ BESLEYEN ŞEY PROJE ÜRETMEK”

Okul ile birlikte bu çalışmaları yürütmek zor olmuyor mu?
Zor olmuyor çünkü işimi zevkle yapıyorum. Bu benim için çok keyifli. Eğer yaptığınız işi seviyorsanız bu size bir yük gibi gelmiyor. Tam tersi eğlendiğiniz, keyif aldığınız bir iş oluyor. Aksine ne kadar proje üretirsem o kadar mutlu oluyorum.

Çöp belgeselini çekerken birilerinden yardım aldınız mı?
Çöp filmini çekerken Doç. Dr. Gürhan Topçu, Öğretim Görevlisi İshak Ayvaz ve Radyo Sinema Televizyon bölümü hocalarımdan yardım aldım. Özellikle fikirleri bu belgeselin ortaya çıkmasında çok etkili oldu.

Bundan sonra yapacağınız işler ile Çöp belgesel filminin gölgesinde kalabileceğin düşüncesi var mı? Çöp kariyerinde zirve olarak kalabilir mi? Bundan çekiniyor ya da korkuyor musunuz?
Kesinlikle korkmuyorum. Sektör incelendiği zaman zaten görülecektir ki ödül alan bir yönetmenin her filmi ödül alacak diye bir şey yok. Ödül alan filmde birçok şey birleşmiştir. Bu birleşen şeyler de ödülü getirmiştir. Her belgesel filminizde aynı şansı yakalayamayabilirsiniz. Bu dünyaca ünlü belgeselciler için de bizim gibi yeni başlayanlar için de geçerli. Bu film çok iyi olur, bir sonraki bunun altında kalır, diğeri hepsini geçer. Bu bir sanat olduğu için kuralları olmayan bir yapıdadır. İki gün önceki görüşünüz ile iki gün sonraki görüşünüz tutmadığı için. Bakış açınız iki gün sonra değişebilir. Çöp belgeselini ben bugün çeksem belki daha farklı ele alırım. O yüzden korkmak yerine yapmak istediğimiz şeyleri yapmamız gerekiyor. Yaptıktan sonra görebiliriz ancak. Çöp’ün gölgesinde mi kalır yoksa onu geçer mi?

Çöp belgeseli ve diğer çalışmaların sonucunda 18 ödül aldınız. Bu ödüller ulusal ve uluslararası yarışmalardan geldi. Özellikle Avrupa’da aldığınız ödülü göz önünde bulundurarak neler hissettiğini söyleyebilirsiniz?
Avrupa’da aldığım ödülün yeri çok başka. Türkiye’de birçok ödül aldım ama Avrupa olunca Türkiye’yi temsil ettiğinizi düşünüyorsunuz. Orada yüzlerce, binlerce yabancının arasında Türkiye isminin okunması “Burak Türten / Türkiye” denmesi çok farklı bir duygu. O an mutluluğunuzu paylaşacağınız kimse olmuyor. Büyük bir coşku yaşıyorsunuz. İspanya’dan, İtalya’dan, Tunus’tan jüri üyelerinin olduğu bir yarışmada Türkiye adına ödül almak ayrı gurur verici. Fakülteniz, Aileniz, kendiniz, ülkeniz adına ayrı düşünüyorsunuz. Hepsi birleşince çok farklı bir duygu ortaya çıkıyor. Türkiye’dekiler de gurur vericiydi. Ama burada anında mutluluğunuzu paylaşabiliyorsunuz, fakat Avrupa’da böyle bir şey olmuyor.

İdol olarak gördüğünüz biri var mı?
Aslında idol olarak gördüğüm birisi yok. Ben sadece işimi en iyi şekilde yapmayı hedeflerim. Yani yaptığım işin bir öncekinden daha iyi olmasına özen gösteririm. Bizzat şu kişi benim idolüm demem çok da doğru olmaz zaten. Sadece sürekli yükselen bir grafik olmasını istiyorum.

En büyük hayaliniz?
Vatana ve millete iyi hizmet etmek istiyorum. Yaptığım işlerin bu ülke için faydalı olmasını istiyorum. Yaptığım işlerin insanlığa faydası olmasını istiyorum. Hayatta olduğum sürece olumlu bir iz bırakmak istiyorum.

Yakın zamanda yapacağınız bir proje var mı?
Şuanda 2-3 belgesel projesi var. Fakat bunları ileri yıllara ertelemiş durumdayım.

“BELGESEL FİLM SEKTÖRÜNE KAYSERİ YÖN VERİYOR”

Türkiye’de belgesel film sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de bu sektöre Kayseri yani Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi yön veriyor. Baktığınız zaman alınan ödüllerin yüzde 70’i Erciyes İletişim’e geliyor. Dolayısıyla fakültemiz bu konuda oldukça başarılı ve bu sektöre yön veren konumda. Ne zaman ki Erciyes İletişim’den iyi belgeseller çıkmamaya başlar o zaman belgesel sinema kötüye gidiyor diyebiliriz. En son TRT’de hem profesyonel hem de amatör kategoride Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi birinci oldu.

“ERCİYES FİLM FESTİVALİ KENDİ BÜNYESİNDE YETİŞEN FİLMLERİ KOLAY ELİYOR”

Film Festivali dedik de Erciyes Film Festivali’ne de değinmeden olmaz. Bu festivali nasıl buluyorsun?
Belgesel film izlemek için çok uygun bir ortam. Ancak belgesel film sektörüne yön veren fakülte bizim fakültemiz olduğu için kendi filmlerini çok kolay eleyebiliyorlar. Çok kaliteli filmleri eleyip alt seviyedeki filmleri finale bırakabiliyorlar. Bu konuda sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte oldukça faydalı bir festival. Zaten sunuculuğunu da ben yapmıştım.

Son olarak neler söylemek istersin?
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi ve akademisyenlerine sizin aracılığınız ile teşekkür etmek istiyorum. İki yıldır bizi destekleyen jüri üyeleri ve sinemaseverlere teşekkürlerimi sunuyorum. Umuyorum ki Türkiye’de belgesel sinema daha iyiye gidecek. Bu coğrafyadaki olayları daha iyi bir üslupla üretmeye devam edecek. Önümüzdeki 5 yıl içinde bu genç yönetmenlerin piyasaya girmesiyle birlikte Türkiye’de daha kaliteli belgeseller izlenecek.

İşte o belgesel filmin linki...

3 yorum:

  1. Genç yönetmene yolunda başarılar dilerim...

    YanıtlaSil
  2. Tebrikler, ancak o kadar ödül alıp akedemisyenlikle yeteneğini harcamak doğru mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım sıkıntısız, rahat bir yaşam sürmek istiyor...

      Sil