2012
Yılının en çok ödül alan 3. Belgesel filmi Çöp’ün yönetmeni Burak Türten, belgeselin hikayesini anlattı.
O bir üniversite öğrencisi… Yaptığı belgesel ile
kimselerin göremediğini gösterdi. Çöp belgesel filmi ile 10 farklı yarışmada
ödül aldı. Son ödülü ise Avrupa’dan geldi. Kayseri’nin gururuyken, Türkiye’nin
gururu oldu. Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesinin adını da tüm dünyaya
duyurdu.
Burak Türten Kimdir?
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Halka İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Yüksek Lisans öğrencisi. 6 yıldır Kayseri’de yaşıyor. Aslen Safranbolulu olan Burak Türten’in Türkiye’de ulusal ve uluslararası 18 ödülü bulunuyor. Bu ödüllerin hepsi farklı dallarda. Bunların dışında “Çöp” Belgesel Filmi ile toplam 10 ödül aldı.
Yönetmenlik
ve spikerlik merakınız nereden geliyor?
Bu benim lise yıllarından itibaren şekillenen bir
amacımdı. Radyo Sinema ve Televizyon bölümünü okudum. Dolayısıyla kaliteli ve
prestijli bulduğum Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesini seçtim. Belgesel
sinemaya okula başladıktan sonra yöneldim. Bitirme projesi olarak Çöp
belgeselini çektik. Bu belgesel de 150’ye yakın jüri tarafından beğenildi ve bu
başarıyı elde etti.
“ÇÖP’ÜN İÇİNDE MODERN KÖLELİK SİSTEMİ VAR”
Çöp
belgeselinin çıkış noktası neydi? Neden çöp?
Çöp bilinmeyen bir konuydu. Aslında biz bile
bilmiyorduk. Yaptığımız araştırmalar sonucunda çok derin bir konu olduğunu
gördük. Dışardan bakınca insanların sadece çöp topladığı görülüyor. Fakat bunun
içerisinde çok dramatik bir yapı var. İnsanların bir ömür çöpte yaşadığı bir
ortam var. Orada doğup, büyüyüp öldüğü bir ortam… Orası hayatlarını yaşadıkları
yer… Çöp haricinde hiçbir şeyle karşılaşmadıkları bir yapı var. Buna belki de
modern kölelik sitemi diyebiliriz.
Projelerini
hazırlarken malzeme sıkıntısı çektiğiniz oluyor mu?
Malzeme konusunda hiçbir sıkıntı çekmedik. Bu konuda
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi güvendiği ve inandığı öğrencilerine tüm
imkanlarını aralıyor. Dolayısıyla bu konuda fakültemiz çok iyi bir yerde.
Bundan
sonrası için konuşacak olursak. Okul bittiği zaman neler yapmayı planlıyorsunuz?
İlk hedefim akademisyen olmak. Ancak
akademisyenliğin yanı sıra film çalışmalarına devam etmek istiyorum. Bununla
birlikte de bağlı bulunduğum fakültenin bana vereceği sunuculuk işlerini de
keyifle yapmayı düşünüyorum. Yani bugüne kadar yaptığım işleri yarın da
sürdürmek istiyorum. Ama ana eksenimde akademisyenlik olmalı.
“BENİ BESLEYEN ŞEY PROJE ÜRETMEK”
Okul
ile birlikte bu çalışmaları yürütmek zor olmuyor mu?
Zor olmuyor çünkü işimi zevkle yapıyorum. Bu benim
için çok keyifli. Eğer yaptığınız işi seviyorsanız bu size bir yük gibi
gelmiyor. Tam tersi eğlendiğiniz, keyif aldığınız bir iş oluyor. Aksine ne
kadar proje üretirsem o kadar mutlu oluyorum.
Çöp
belgeselini çekerken birilerinden yardım aldınız mı?
Çöp filmini çekerken Doç. Dr. Gürhan Topçu, Öğretim
Görevlisi İshak Ayvaz ve Radyo Sinema Televizyon bölümü hocalarımdan yardım
aldım. Özellikle fikirleri bu belgeselin ortaya çıkmasında çok etkili oldu.
Bundan
sonra yapacağınız işler ile Çöp belgesel filminin gölgesinde kalabileceğin
düşüncesi var mı? Çöp kariyerinde zirve olarak kalabilir mi? Bundan çekiniyor
ya da korkuyor musunuz?
Kesinlikle korkmuyorum. Sektör incelendiği zaman
zaten görülecektir ki ödül alan bir yönetmenin her filmi ödül alacak diye bir
şey yok. Ödül alan filmde birçok şey birleşmiştir. Bu birleşen şeyler de ödülü
getirmiştir. Her belgesel filminizde aynı şansı yakalayamayabilirsiniz. Bu
dünyaca ünlü belgeselciler için de bizim gibi yeni başlayanlar için de geçerli.
Bu film çok iyi olur, bir sonraki bunun altında kalır, diğeri hepsini geçer. Bu
bir sanat olduğu için kuralları olmayan bir yapıdadır. İki gün önceki görüşünüz
ile iki gün sonraki görüşünüz tutmadığı için. Bakış açınız iki gün sonra
değişebilir. Çöp belgeselini ben bugün çeksem belki daha farklı ele alırım. O
yüzden korkmak yerine yapmak istediğimiz şeyleri yapmamız gerekiyor. Yaptıktan
sonra görebiliriz ancak. Çöp’ün gölgesinde mi kalır yoksa onu geçer mi?
Çöp
belgeseli ve diğer çalışmaların sonucunda 18 ödül aldınız. Bu ödüller ulusal ve
uluslararası yarışmalardan geldi. Özellikle Avrupa’da aldığınız ödülü göz önünde
bulundurarak neler hissettiğini söyleyebilirsiniz?
Avrupa’da aldığım ödülün yeri çok başka. Türkiye’de
birçok ödül aldım ama Avrupa olunca Türkiye’yi temsil ettiğinizi
düşünüyorsunuz. Orada yüzlerce, binlerce yabancının arasında Türkiye isminin
okunması “Burak Türten / Türkiye” denmesi çok farklı bir duygu. O an
mutluluğunuzu paylaşacağınız kimse olmuyor. Büyük bir coşku yaşıyorsunuz.
İspanya’dan, İtalya’dan, Tunus’tan jüri üyelerinin olduğu bir yarışmada Türkiye
adına ödül almak ayrı gurur verici. Fakülteniz, Aileniz, kendiniz, ülkeniz
adına ayrı düşünüyorsunuz. Hepsi birleşince çok farklı bir duygu ortaya
çıkıyor. Türkiye’dekiler de gurur vericiydi. Ama burada anında mutluluğunuzu
paylaşabiliyorsunuz, fakat Avrupa’da böyle bir şey olmuyor.
İdol
olarak gördüğünüz biri var mı?
Aslında idol olarak gördüğüm birisi yok. Ben sadece
işimi en iyi şekilde yapmayı hedeflerim. Yani yaptığım işin bir öncekinden daha
iyi olmasına özen gösteririm. Bizzat şu kişi benim idolüm demem çok da doğru
olmaz zaten. Sadece sürekli yükselen bir grafik olmasını istiyorum.
En
büyük hayaliniz?
Vatana ve millete iyi hizmet etmek istiyorum.
Yaptığım işlerin bu ülke için faydalı olmasını istiyorum. Yaptığım işlerin
insanlığa faydası olmasını istiyorum. Hayatta olduğum sürece olumlu bir iz
bırakmak istiyorum.
Yakın zamanda yapacağınız bir proje var mı?
Şuanda 2-3 belgesel projesi var. Fakat bunları ileri
yıllara ertelemiş durumdayım.
“BELGESEL FİLM SEKTÖRÜNE KAYSERİ YÖN VERİYOR”
Türkiye’de
belgesel film sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de bu sektöre Kayseri yani Erciyes
Üniversitesi İletişim Fakültesi yön veriyor. Baktığınız zaman alınan ödüllerin
yüzde 70’i Erciyes İletişim’e geliyor. Dolayısıyla fakültemiz bu konuda oldukça
başarılı ve bu sektöre yön veren konumda. Ne zaman ki Erciyes İletişim’den iyi
belgeseller çıkmamaya başlar o zaman belgesel sinema kötüye gidiyor
diyebiliriz. En son TRT’de hem profesyonel hem de amatör kategoride Erciyes
Üniversitesi İletişim Fakültesi birinci oldu.
“ERCİYES FİLM FESTİVALİ KENDİ BÜNYESİNDE YETİŞEN
FİLMLERİ KOLAY ELİYOR”
Film
Festivali dedik de Erciyes Film Festivali’ne de değinmeden olmaz. Bu festivali
nasıl buluyorsun?
Belgesel film izlemek için çok uygun bir ortam.
Ancak belgesel film sektörüne yön veren fakülte bizim fakültemiz olduğu için kendi
filmlerini çok kolay eleyebiliyorlar. Çok kaliteli filmleri eleyip alt
seviyedeki filmleri finale bırakabiliyorlar. Bu konuda sıkıntı olduğunu düşünüyorum.
Bununla birlikte oldukça faydalı bir festival. Zaten sunuculuğunu da ben
yapmıştım.
Son
olarak neler söylemek istersin?
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi ve
akademisyenlerine sizin aracılığınız ile teşekkür etmek istiyorum. İki yıldır
bizi destekleyen jüri üyeleri ve sinemaseverlere teşekkürlerimi sunuyorum.
Umuyorum ki Türkiye’de belgesel sinema daha iyiye gidecek. Bu coğrafyadaki
olayları daha iyi bir üslupla üretmeye devam edecek. Önümüzdeki 5 yıl içinde bu
genç yönetmenlerin piyasaya girmesiyle birlikte Türkiye’de daha kaliteli
belgeseller izlenecek.
Genç yönetmene yolunda başarılar dilerim...
YanıtlaSilTebrikler, ancak o kadar ödül alıp akedemisyenlikle yeteneğini harcamak doğru mu?
YanıtlaSilSanırım sıkıntısız, rahat bir yaşam sürmek istiyor...
Sil