Ebru sanatının günümüz temsilcilerinden Hüseyin Garan, " Güzel Ebru yapan biri değil, Ebru yapan güzel biri olmak istiyorum."
Nam-ı değer 'Hiç' (Hüseyin Garan) |
Kayseri doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimlerimi
Kayseri’de tamamladım. Balıkesir
Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. 2002-2003 yıllarında Kültür Müdürlüğünün açmış olduğu bir kurs vasıtasıyla ‘Ebru’ ile tanıştım. Fakat orada pek bir şey yapamamıştım. Orada başladım ve kendi kişisel gayretlerimle bayağı çalıştım. Küçük bir atölye oluşturdum ve orada 4-5 yıl çalıştım. Bu işlerin usta çırak ilişkisiyle öğrenileceğini gördüm ve 2007 yılında İstanbul’a gittim. Ebru’ya yeni bir tarz getirmiş olan Mahmut Peşdeli’nin talebesi oldum. O günden beri Mahmut hocayla çalışıyoruz.
Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. 2002-2003 yıllarında Kültür Müdürlüğünün açmış olduğu bir kurs vasıtasıyla ‘Ebru’ ile tanıştım. Fakat orada pek bir şey yapamamıştım. Orada başladım ve kendi kişisel gayretlerimle bayağı çalıştım. Küçük bir atölye oluşturdum ve orada 4-5 yıl çalıştım. Bu işlerin usta çırak ilişkisiyle öğrenileceğini gördüm ve 2007 yılında İstanbul’a gittim. Ebru’ya yeni bir tarz getirmiş olan Mahmut Peşdeli’nin talebesi oldum. O günden beri Mahmut hocayla çalışıyoruz.
Birçok
serginiz var ilk serginizi ne zaman açtınız?
İlk kişisel sergimi 2008 yılında açtım. Renklerin
Düğünü Ebru ismindeydi. Bu sergiyi il Kültür Müdürlüğünde açmıştım. Devamı ise
Kayseripark’taydı. Bunun dışında da 3 tane sergim var. Lösemili çocuklar
yararında 2009 yılında Kayseripark’da bir sergi açtım. 2010 yılında Klasik Türk
Sanatları Vakfı Karma Sergisine katıldım. 2012 yılında ise Mevsimsiz Çiçekler
Ebru Sergisi’ni açtım. Arada ufak sergiler de oldu fakat geniş kapsamlı
diyebileceğimiz bunlar var. Bu yıl da Belediye Hunat Hatun Medresesini Kültür
Sanat Merkezi yapmış. Bizi de çağırdılar odamızı verdiler. Bizde ufak bir sergi
açtık geçen yıldan kalan duygularımızla. Kayseri’de bu anlamda ben bu sanatı
temsil ediyorum. İnşallah bütün Kayseri takdir ediyordur. Bu yıl Kültür
Bakanlığına kayıtlı bir sanatçı olduk.
Uğur Ayazsın - Ahmet Kurt - Hüseyin Garan |
Ebru
sizin için ne ifade ediyor? Bunun bir tanımını yapsanız neler söylersiniz?
Ebru benim için içimde taşıdığım duyguların
renklerle buluşması. Ben Ebru’yu hissederek yapıyorum. Ebru benim için bir
yolculuk gibi. Ve biz ebru üstatlarından hep gerçek sanatkârın ve bizim kim olduğumuz
öğrendik. Ben mahlas olarak “Hiç” mahlasını kullanıyorum ve Ebrularıma hiç
imzasını atıyorum.
Birçok
öğrenciniz oldu. Sizde ustanızdan öğrendiğiniz gibi birçok kişiye Ebru yapmayı
öğrettiniz. Onlara bir şeyler katmak size ne hissettiriyor?
Ebru sanatını öğreniyor olmaları güzel bir duygu.
Ben şu açıdan bakıyorum olaya. Ebru ile uğraşmasa o zaman zarfı içerisinde
belki kahvede okey oynayacak, başka bir yerde boş boş vakit geçirecek. Ama
sanatla tanışınca onun için yeni bir pencere açılıyor. Aslında sanatların da
çok fazla farkı yok. Hepsi insana bir pencere açıyor. Hepsinin amacı aynı.
Hepsi bir şey anlatmak istiyor. Bütün sanatçılar duygularında bir özlemin
içerisindedir ve sanatlarında bunu anlatmaya çalışırlar. Eserler aslında o
özlemin ifadesidir. Bende eserlerimde o özlemi anlatıyorum.
Ebru
çok uzun yıllardır var olan fakat çok fazla ilgi yok. Bugün çok fazla ilgi
olmamasının sebebini neye bağlıyorsunuz? Ebru hak ettiği yerde değil mi?
Ebru geleneği ve geçmişi olan bir sanat. Bu eskimiş
bir sanat değil, eskiden beri devam eden ve gelen bir sanat. Özellikle 1950’li
yıllarda bu sanatı ircaa eden pek insan kalmamış. Mustafa Düzgünman tek başına
bu sanatı bu günlere getirmiş. O yetiştirdiği birkaç kişi ile sanatı sürdürmüş
ve Ebru sanatı şuanda altın çağını yaşıyor. Özellikle İstanbul’da birçok Ebru
sanatçısı yetişti ve Ebruya yeni bir boyut kazandırdı. Önceden sadece kitap
ciltlerinde ya da levhalarda yan kağıt olarak kullanılırken artık müstakil bir
sanat dalı olarak kendini ifade ediyor.
Peki,
Ebru sanatçısı maddi bir gelir düşünmeli mi? Ya da bu sanatı icra eden
zanaatkâr geçim sağlayabilir mi?
Sanat karın doyurmaz. İllaki alıcı olursa sanatçı
için teşvik olur. Eserlerinin ilgi görüldüğü ve itibar edildiğini görmek
sanatçı için güzel bir şey. Sanat maddi kaygı olmadan yapılır. Para kazanmayı
binci plana koyarsan zanaat boyutunu aşar. Sanatçı dediğin kişi içindeki özlemi
sanat yoluyla ortaya koyan kişi. Sen bunun yerine parayı koyarsan yapacağın her
şeye yansır bu.
Belediyeler ebru kursları veriyor. Okullarda
tanıtılıyor. Belediyemiz burayı bize tahsis etti. Biz burada en iyi şekilde
göstermeye çalışıyoruz. Basın yoluyla da tanıtılıyor. İlgi topluyoruz.
Hiç iyi bir
yerde değil. Kayseri’de Ebru anlamında benim çalışmalarım var. Onun dışında
Ebru ile uğraşan belli arkadaşlarımız var. Ama Ebru usta çırak ilişkisi
gerektiren bir sanat dalı olduğu için pek isim sayamıyorum. Ben Mahmut hoca ile
tanışmasaydım bende hala öğrenmeye çalışan biri olarak ebru yapmaya devam
edecektim.
Son
olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Biz tanıtım noktasında buraya gelenlere hitap
ediyoruz. Ama basın buraya gelemeyenleri de Ebru’dan haber etmeli. Teşekkür
ediyorum.
SERGİLER
Renklerin Düğünü Ebru / 2008
Lösemili Çocuklar Yararına / 2009
Klasik Türk Sanatları Vakfı Karma Sergisi / 2010
Mevsimsiz Çiçekler Ebru Sergisi / 2012
Hüseyîn Hocam içîndekî muhteşem kişiliği sanatına yansıttığı sürece bu sanatın fenomen olacağına HİÇ şüphem yok..
YanıtlaSil