6 Şubat 2013 Çarşamba

GENÇ EDEBİYATSEVERLERİN DERGİSİ: 'ESRAR'

Genç şairler çıkardıkları "Esrar Şiir ve Sanat Dergisini" anlattı.
Kayseri’nin edebiyat çevresine genç bir vizyon kazandıran Esrar şiir sanat dergisi, 5 genç arkadaş tarafından çıkartılıyor. Her birinin farklı tarzı var. Onların dergisinin hikâyesi çok acayip. Toplanıyorlar sohbet ediyorlar bir bakmışlar Esrar dergisinin yeni sayısı. Alptuğ Toplaktaş da öyle söylüyor zaten: “Biz bir araya geliyoruz sohbet ediyoruz birde bakıyoruz ki dergi ortaya çıkmış.’’

Sohbete başlamadan kendinizden bahseder misiniz?
A.T: Ben 1978 Kayseri doğumluyum. Erciyes Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği mezunuyum. Mezuniyet sonrası Yeni Türk Edebiyatı alanında yüksek lisans yapmaya başladım. Daha önce şiirlerim, dergi yazılarım, söyleşilerim Son istasyon, B Planı, Habis, Esrar, Yeni yazı, Ücra gibi dergilerde yayınlandı. Son olarak da B planı dergisinde bir söyleşi yaptık. Şu anda da Yozgat Boğazlayanda Türkçe öğretmenliği yapıyorum.

Esrar Dergisini kaç kişi çıkartıyorsunuz?
A.T:  Şu anda Faruk Koç, Veysel Karani Tur, Muharrem Yeni, İbrahim Ercan ve ben tarafından çıkartılıyor. Muharrem Yeni ve İbrahim Ercan İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. İkisinin de çeviri çalışmaları var. Veysel Karani Tur ve Faruk Koç Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu. Ben de Türkçe Öğretmenliği mezunuyum.

Derginin kuruluş hikâyesini anlatır mısınız?
A.T: Kuruluş hikâyesini Faruk Koç anlatırsa daha iyi olur. Ben dergiye 5. Sayıdan sonra dâhil oldum.
Faruk Koç
F.K: Kuruluş hikâyemiz aslında çok uzun. Veysel Karani Tur ile benim bayağı bir geçmişim var. Okuldan tanıyoruz birbirimizi. Benim okulum uzayınca alttan ders almaya başladım. Bu vesile ile Veysel Karani Tur ile tanıştım. Kendisi şiirle ilgileniyordu. Biz şiir üzerine sohbetler yapıyorduk. Sonra Veysel ile İbrahim tanışıyorlar. Bir dergi çıkartmaya karar vermişler. Bu kararı benimle paylaştılar. ‘’Faruk abi ile bir konuşalım’’ demişler. Çaycıda oturuyorduk. Bana ‘’dergi çıkaracağız. Ne yapalım, ne edelim?’’ gibi sorular sordular. Biz bilgi paylaşımı yaptık. İsim olarak ‘’Esrar’’ olsun denildi. Bu şekilde dergiyi çıkartmaya başladık. Kuruluş aşamasında şiir üzerine yoğunlaştık. Şiir ve Sanat altbaşlığıyla dergiyi yayımlamaya başladık. Alptuğ Topaktaş’ın derginin içerisine girmesi ise biraz tuhaf oldu. Akabe Kitapevinde onunla karşılaştık. Orada kısa bir sohbetimiz oldu. Ardından okuması için dergimizi verdik. Daha sonra yazı teklifi verdik. İlk yazısı İlhami Çiçek üzerineydi. O da bu şekilde dergimize dahil oldu.

Buradan ne çıkmalı?
F.K: Biz genellikle genç olan arkadaşları derginin içerisinde görmek istiyoruz. Yaşı 60-70 olmuş birinin yazı vermesinden ziyade. Zaten o kişi kendisini tamamlamıştır. Bu düşüncede olduğumuz için Alptuğ bizim için büyük bir nimettir. Kendisini de çok çok geliştirdiğine inanıyorum. Aramızdan çıkacak insanlardan biridir. Veysel Türkiye’de önemli dergilerde yazan bir arkadaşımız.

Dergi olarak belli bir amacınız var mı?
F.K: Bizim büyük bir amacımız yok. Biz bir manifesto yayınlamadık. Başka dergiler gibi bir oluşumumuz yok. Dergimiz kendiliğinden gelişti. Dergiye gelen yazılara bakarak insanlara nasıl katkı sağlayabiliriz diye düşündük. Gelen şiirlere bakıyorsunuz, yazanların yaşına bakıyorsunuz. Şiirinin kendi düşünce dünyamızdaki oluşturduğu imge ve düşüncelere bakarak o yazıyı gönderenin gelişip gelişemeyeceğini düşünüyoruz.
Alptuğ Topaktaş
A.T: Faruk abinin de söylediği gibi kendini tamamlama olayı çok doğru. Biz bilinen 8-10 tane adam yerine, biraz daha kafasını yukarı doğru uzatmaya ihtiyacı olan insanlara hitap ediyoruz. Hani yaş olarak Faruk abi söyledi nitelik olarak da ben söyleyeyim. Artık farklı bir şeyler yapmak isteyenlere kapımızı açmak istiyoruz. Algımızı da bu yönde yoğunlaştırıyoruz. Zaten isimlere bakacak olursanız. Hemen hemen herkes daha başka yerlerde de yazıyor. Bizim yazı sıkıntımız olduğundan veya yayınlama sıkıntımız olduğundan değil. Daha çok bizim gibi düşünenleri ya da en azından bir şey yapmaya çalışanların geçtiği bir yer olsun.
F.K: ‘Kervan yolda dizilir’ hesabı bizimkisi. Dergi kendi kendisini tamamlıyor. Bir manifestomuz yok. Biz şunu şunu yapar şunları yayınlarız diye bir şey yok.
A.T: Kuruluş kendi amacını da beraberinde getirdi.

Böyle farklı ve gençlere hitap eden bir dergi olmak nasıl bir şey?
F.K: Aslında diğer dergilerden çok bir farkı yok. Genel itibari ile aynı. Her derginin kendine has bir özelliği vardır. Bizim derginin de kendine has bir özelliği var. Oradaki özellik şudur. Başka bir yerde yazısı yayınlayamayan birisi yazısını gönderdiği zaman yayınlanınca seviniyor olabilir. Öyle ekstra bir özelliği yok. Bazı dergiler kendisini özel olarak göstermeye çalışabilir. Ama bütün dergiler aynıdır. Yapılmak istenen de aynıdır. Diğer dergide şiir yayınalar bizimkinde de. Biz altın yayınlamıyoruz sonuçta.
A.T: Ben bir ekleme yapmak istiyorum. Şiir dergilerinin hepsi hemen hemen aynı şeyi yapıyor. Zaten şiir dergisi denince içerikte şiir bekleniyor. Ya da şiir tanıtan yazılar olması lazım. Ama biz biraz önce amacı açıklarken söylediğimiz gibi kemikleşmiş ve kendini tamamlamış insanlar yerine futbol tabiri ile ‘’Başarıya aç’’ yani kendini ve şiirini geliştirmeye aç kişilere kapıyı açmak istiyoruz.

Bu konuşmalara bakarak hedef kitleniz gençlerden oluşuyor diyebilir miyiz?
F.K: Aslında çok fazla fark etmiyor. Bizim düşüncemizde olan, şiirimizi beğenen herkes o hedef kitlesinde olabilir. Bizim saydıklarımız kemik kadrodur. Ama dergi her zaman bir bütündür. Biz bize yazı gönderenleri zamanla tanıdık. Abdullah Koçalı, Hakan Bilge gibi arkadaşları bize yazı gönderdiklerinden sonra tanıdık. Bu insanlar hem film, hem sinema hem de tiyatro yazıları yazıyor. Dergi kendi bütünlüğünü zamanla oluşturdu. Biz sadece kendi içimizde bulunan insanların yazılarını yayınlamak gibi bir şey de yapmadık. Bize gelen kayda değer her yazıyı yayınlamaya çalıştık. Birçok arkadaşımız var dergi içerisinde olmayıp da dışarıdan tanıdığımız.
Dergi’nin satışından ve okunmasından memnun musunuz?
F.K: Dergimiz bütün NT’lerde ve DR’lerde bulunuyor. Talep geldikçe de gönderiliyor. Bastığımız bütün sayılar satılıyor. Elimizde de eski sayılarımızın bir kısmı mevcut.

Dergi çıkartmanın sıkıntısı nedir?
F.K: Maddi olarak biraz sıkıntılar var. Biliyorsunuz dergilerin genel sıkıntısı budur. Bu maddi sıkıntıdan kurtulduğunuz takdirde dergiyi çok rahat çıkarabilirsiniz. Yani dergi çıkartmak çok basittir. Dışarıdan görüldüğü gibi zor bir şey değil. Birazcık maddiyat ile iş çözülebilir.

Peki, Dergi kalitesi diye bir şey yok mudur? Her dergi aynı mıdır?
A.T: Bunu dergilerin kendileri belirler. Dergi kendi yolunu kendi çizer.
F.K: İnsanlar bir şeyler yapıp da bir şeyler paylaşmak için de dergi çıkartabilir. Sonuçta Kayseri’de birçok dergi var. Herkes de dergisinin çok iyi olduğunu söyleyebilir. Biz bu konuları her zaman aramızda konuşuruz.

Sohbetten önce Platform Dergiciliğinden bahsetmiştiniz. Bu konuyu biraz açarak okurlarımız ile paylaşsak.
A.T: Platform dergiciliği ve tavır dergiciliği olarak şunu söyleyebilirim. Dergicilikte edebiyat dünyasında sıkça konuşulup gündeme getirilen merkezli olmak taşralı olmak diye bir ayrım var. Yani merkezin taşradan anladığı nedir. Ortak özellik olarak söyleyeyim genelde taşra dergileri yayın periyodunu aksatır. Biraz önce de bahsettik. Bunun birçok sebebi var. Bu dergiler genellikle kapaksız ve ciltsiz olur, çok zor şartlar altında çıkar ve sponsor bulmak zorunda kalırlar. Hal böyle olunca bu işe gönlünü koyan insanlar isimlerininim daha başka yerlerde de bilinmesini ister. Varlık ve Hece gibi dergilere de platform dergileri deriz. Yani belli bir şiir anlayışını benimsemiş değil de her türlü şiir anlayışına kapıyı açmış dergiler.

Yeni sayınız ne zaman geliyor?
A.T: Yeni sayımız önümüzdeki Ramazan Ayında geliyor.

Son olarak neler söylemek istersiniz?
A.T: Biz birbirinin muhabbetinden keyif alan insanlarız. Esrar Dergisi hiç ortada olmasa bile biz yine bir araya gelerek sohbetimizi ederiz. Bizim sohbetlerimiz arasında edebiyat çok fazla yoktur aslında. Biz birbirinin dostluğundan keyif alan insanlarız. Biz bir araya geliyoruz sohbet ediyoruz bir de bakıyoruz ki dergi ortaya çıkmış. Böyle bir söyleşiye katıldığım için de teşekkür ediyorum.

2 yorum:

  1. peki ilk yorum benden olsun öyleyse.genç beyinlerin sanat yapıtlarının yansıtıldığı dergi görsel olarakta paylaştığı karakalem motifleriyle diğer dergilere fark atmakta.başarılar

    YanıtlaSil