Kayseri’nin edebiyat çevresine genç bir vizyon kazandıran Esrar şiir sanat dergisi, 5 genç arkadaş tarafından çıkartılıyor. Her birinin farklı tarzı var. Onların dergisinin hikâyesi çok acayip. Toplanıyorlar sohbet ediyorlar bir bakmışlar Esrar dergisinin yeni sayısı. Alptuğ Toplaktaş da öyle söylüyor zaten: “Biz bir araya geliyoruz sohbet ediyoruz birde bakıyoruz ki dergi ortaya çıkmış.’’
Sohbete
başlamadan kendinizden bahseder misiniz?
A.T:
Ben 1978 Kayseri doğumluyum. Erciyes Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği
mezunuyum. Mezuniyet sonrası Yeni Türk Edebiyatı alanında yüksek lisans yapmaya
başladım. Daha önce şiirlerim, dergi yazılarım, söyleşilerim Son istasyon, B
Planı, Habis, Esrar, Yeni yazı, Ücra gibi dergilerde yayınlandı. Son olarak da
B planı dergisinde bir söyleşi yaptık. Şu anda da Yozgat Boğazlayanda Türkçe
öğretmenliği yapıyorum.
Esrar
Dergisini kaç kişi çıkartıyorsunuz?
A.T:
Şu anda Faruk Koç, Veysel Karani Tur, Muharrem
Yeni, İbrahim Ercan ve ben tarafından çıkartılıyor. Muharrem Yeni ve İbrahim
Ercan İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. İkisinin de çeviri
çalışmaları var. Veysel Karani Tur ve Faruk Koç Türk Dili ve Edebiyatı bölümü
mezunu. Ben de Türkçe Öğretmenliği mezunuyum.
Derginin
kuruluş hikâyesini anlatır mısınız?
A.T:
Kuruluş
hikâyesini Faruk Koç anlatırsa daha iyi olur. Ben dergiye 5. Sayıdan sonra
dâhil oldum.
Faruk Koç |
Buradan
ne çıkmalı?
F.K:
Biz
genellikle genç olan arkadaşları derginin içerisinde görmek istiyoruz. Yaşı
60-70 olmuş birinin yazı vermesinden ziyade. Zaten o kişi kendisini tamamlamıştır.
Bu düşüncede olduğumuz için Alptuğ bizim için büyük bir nimettir. Kendisini de
çok çok geliştirdiğine inanıyorum. Aramızdan çıkacak insanlardan biridir.
Veysel Türkiye’de önemli dergilerde yazan bir arkadaşımız.
Dergi
olarak belli bir amacınız var mı?
F.K:
Bizim
büyük bir amacımız yok. Biz bir manifesto yayınlamadık. Başka dergiler gibi bir
oluşumumuz yok. Dergimiz kendiliğinden gelişti. Dergiye gelen yazılara bakarak
insanlara nasıl katkı sağlayabiliriz diye düşündük. Gelen şiirlere
bakıyorsunuz, yazanların yaşına bakıyorsunuz. Şiirinin kendi düşünce
dünyamızdaki oluşturduğu imge ve düşüncelere bakarak o yazıyı gönderenin
gelişip gelişemeyeceğini düşünüyoruz.
Alptuğ Topaktaş |
F.K:
‘Kervan yolda dizilir’ hesabı bizimkisi. Dergi kendi kendisini tamamlıyor. Bir
manifestomuz yok. Biz şunu şunu yapar şunları yayınlarız diye bir şey yok.
A.T:
Kuruluş kendi amacını da beraberinde getirdi.
Böyle
farklı ve gençlere hitap eden bir dergi olmak nasıl bir şey?
F.K:
Aslında diğer dergilerden çok bir farkı yok. Genel itibari ile aynı. Her
derginin kendine has bir özelliği vardır. Bizim derginin de kendine has bir
özelliği var. Oradaki özellik şudur. Başka bir yerde yazısı yayınlayamayan
birisi yazısını gönderdiği zaman yayınlanınca seviniyor olabilir. Öyle ekstra
bir özelliği yok. Bazı dergiler kendisini özel olarak göstermeye çalışabilir.
Ama bütün dergiler aynıdır. Yapılmak istenen de aynıdır. Diğer dergide şiir
yayınalar bizimkinde de. Biz altın yayınlamıyoruz sonuçta.
A.T:
Ben
bir ekleme yapmak istiyorum. Şiir dergilerinin hepsi hemen hemen aynı şeyi
yapıyor. Zaten şiir dergisi denince içerikte şiir bekleniyor. Ya da şiir
tanıtan yazılar olması lazım. Ama biz biraz önce amacı açıklarken söylediğimiz
gibi kemikleşmiş ve kendini tamamlamış insanlar yerine futbol tabiri ile ‘’Başarıya
aç’’ yani kendini ve şiirini geliştirmeye aç kişilere kapıyı açmak istiyoruz.
Bu
konuşmalara bakarak hedef kitleniz gençlerden oluşuyor diyebilir miyiz?
F.K:
Aslında çok fazla fark etmiyor. Bizim düşüncemizde olan, şiirimizi beğenen
herkes o hedef kitlesinde olabilir. Bizim saydıklarımız kemik kadrodur. Ama
dergi her zaman bir bütündür. Biz bize yazı gönderenleri zamanla tanıdık.
Abdullah Koçalı, Hakan Bilge gibi arkadaşları bize yazı gönderdiklerinden sonra
tanıdık. Bu insanlar hem film, hem sinema hem de tiyatro yazıları yazıyor. Dergi
kendi bütünlüğünü zamanla oluşturdu. Biz sadece kendi içimizde bulunan
insanların yazılarını yayınlamak gibi bir şey de yapmadık. Bize gelen kayda
değer her yazıyı yayınlamaya çalıştık. Birçok arkadaşımız var dergi içerisinde
olmayıp da dışarıdan tanıdığımız.
Dergi’nin
satışından ve okunmasından memnun musunuz?
F.K:
Dergimiz bütün NT’lerde ve DR’lerde bulunuyor. Talep geldikçe de gönderiliyor.
Bastığımız bütün sayılar satılıyor. Elimizde de eski sayılarımızın bir kısmı
mevcut.
Dergi
çıkartmanın sıkıntısı nedir?
F.K:
Maddi
olarak biraz sıkıntılar var. Biliyorsunuz dergilerin genel sıkıntısı budur. Bu
maddi sıkıntıdan kurtulduğunuz takdirde dergiyi çok rahat çıkarabilirsiniz.
Yani dergi çıkartmak çok basittir. Dışarıdan görüldüğü gibi zor bir şey değil.
Birazcık maddiyat ile iş çözülebilir.
Peki,
Dergi kalitesi diye bir şey yok mudur? Her dergi aynı mıdır?
A.T:
Bunu
dergilerin kendileri belirler. Dergi kendi yolunu kendi çizer.
F.K:
İnsanlar bir şeyler yapıp da bir şeyler paylaşmak için de dergi çıkartabilir.
Sonuçta Kayseri’de birçok dergi var. Herkes de dergisinin çok iyi olduğunu
söyleyebilir. Biz bu konuları her zaman aramızda konuşuruz.
Sohbetten
önce Platform Dergiciliğinden bahsetmiştiniz. Bu konuyu biraz açarak okurlarımız
ile paylaşsak.
A.T:
Platform
dergiciliği ve tavır dergiciliği olarak şunu söyleyebilirim. Dergicilikte
edebiyat dünyasında sıkça konuşulup gündeme getirilen merkezli olmak taşralı
olmak diye bir ayrım var. Yani merkezin taşradan anladığı nedir. Ortak özellik
olarak söyleyeyim genelde taşra dergileri yayın periyodunu aksatır. Biraz önce
de bahsettik. Bunun birçok sebebi var. Bu dergiler genellikle kapaksız ve
ciltsiz olur, çok zor şartlar altında çıkar ve sponsor bulmak zorunda kalırlar.
Hal böyle olunca bu işe gönlünü koyan insanlar isimlerininim daha başka
yerlerde de bilinmesini ister. Varlık ve Hece gibi dergilere de platform
dergileri deriz. Yani belli bir şiir anlayışını benimsemiş değil de her türlü
şiir anlayışına kapıyı açmış dergiler.
Yeni
sayınız ne zaman geliyor?
A.T:
Yeni
sayımız önümüzdeki Ramazan Ayında geliyor.
Son
olarak neler söylemek istersiniz?
A.T:
Biz
birbirinin muhabbetinden keyif alan insanlarız. Esrar Dergisi hiç ortada olmasa
bile biz yine bir araya gelerek sohbetimizi ederiz. Bizim sohbetlerimiz
arasında edebiyat çok fazla yoktur aslında. Biz birbirinin dostluğundan keyif
alan insanlarız. Biz bir araya geliyoruz sohbet ediyoruz bir de bakıyoruz ki
dergi ortaya çıkmış. Böyle bir söyleşiye katıldığım için de teşekkür ediyorum.
peki ilk yorum benden olsun öyleyse.genç beyinlerin sanat yapıtlarının yansıtıldığı dergi görsel olarakta paylaştığı karakalem motifleriyle diğer dergilere fark atmakta.başarılar
YanıtlaSilKatkı için teşekkürler.
YanıtlaSil