9 Aralık 2012 Pazar

ENGEL TANIMAYAN YETENEK

Onun hemen her konuda becerisi var. Yakınları ona sayı makinası diyor. Matematik uzmanı diyenler de var. Fakat o sadece sayılar konusunda uzman değil. Görme engeli olmasına rağmen bağlama da çalıyor, nefesli çalgılar da. Kendine sanatçı demekten çekinecek kadar mütevazı olan Çimen, inanılmaz bir hafızaya da sahip. Öyle ki Beşiktaş’ın son 30 yıl içinde oynadığı bütün maçları ezbere biliyor. Sadece maçları bilmekle de kalmayarak golleri de sayıyor.

Sohbete başlamadan önce kendinizden bahseder misiniz?
Ben 44 yaşındayım. Balıkesir'de doğdum. Büyükşehir Belediye Konservatuvarında uzun yıllar öğretim üyeliği ve müdür yardımcılığı yaptım. 1974’den bu güne bağlama çalıyorum. 1990’dan bu güne nefesli çalgılar kullanıyorum. 7 yıl önce emekli oldum. Oğlumun ısrarı ile Yeteneksizsiniz Türkiye yarışmasına katıldım. Şu anda özel bir şirkette gayrimenkul danışmanlığı yapıyorum. Bununla birlikte sahne yaşantım devam ediyor. Profesyonel anlamda hem ses hem de söz icra ediyorum. Koyu bir Beşiktaş taraftarıyım. Benim için Beşiktaş taraftarlıktan öte bir yaşam biçimi.

Birçok yeteneğiniz var. Bu yeteneklerinizden bahseder misiniz?
Bunlara yetenek değil de beceri diyelim. Zihin hesabı yapıyorum. Hızlı ezber yapıyorum. Normal insan standardının üstünde bir hıza sahibim. Bunun için de özel bir çaba sarfetmiyorum. Yani oturup da 89x89’un kaç ettiğini ezberleyeyim diye çabalamıyorum. Bunun dışında müzik yapıyorum. Birçok sanatçı sahneye çıkarken önüne repertuar defteri veya nota sehpası alır. Ben sahneye çıktığım zaman bunu yapmıyorum. Şunu nasıl okuyayım iye düşünmüyorum. Tamamen doğaçlama program yapıyorum. Mesela 4 saat program yaptıysam bir parçayı iki defa çalmıyorum. Böyle bir özellik var. Beşiktaşlılığım var birde. Beşiktaş’ın son 30 yılına hâkimim diyebilirim. 30 yılda Beşiktaş hangi hafta, kiminle oynadı ve maç kaç kaç bitti. İnanın çaba olmadan benim ezberimde.

Yeteneklerinizin farkına ne zaman vardınız?
Bu yeteneğim 15-16 yıl önce öğrencilerimizle oynadığımız küçük oyunlar esnasında ortaya çıktı. Eskiden vergi iade zarfları vardı. O zamanlarda müdürümüz vergi iadesini dolduruyor. 63 parça faturayı hesaplamaya çalışıyor. Hesap makinasını eline aldı. Uğraştı, uğraştı işin içinden çıkamadı. Bu arada ben faturaların tamamını ezberlediğim için toplamını söyledim. Nasıl emin olabiliyorsun dedi bana. 63 parça faturayı arka arkaya sayarak bunlar mıydı? dedim. O gün farkına vardım bu yeteneğin. Yıllar önce ben Ezbere Kuran-ı Kerim dersleri aldım. Hocam sabah bir sayfayı bana okurdu. Ben öğlen gider o sayfayı hocaya tecvit’i ile okurdum. Yani ezber konusunda böyle bir şey olduğunu farkettim. Uzun yıllar santral memurluğu yaptım. Orada da telefon rehberi kullanma ihtiyacı hissetmedim.

Biraz da Beşiktaşlılığınızdan bahsetsek. Beşiktaş hakkında bu kadar bilgiye ulaşma fikri nereden çıktı? Yoksa bu bir fikir değildi de kendiliğinden mi gelişti?
Bu bir fikir değil. Tamamen kendiliğinden gelişti. Ben hafta sonu geldiğinde kahveye gidip de fayans döşemem. Futbol maçlarına giderim. O heyecanı severim. Diyeceksin ki görmediğin şeyi nasıl seviyorsun? Bilmiyorum ama çok seviyorum. Maça gittiğimde o coşkuyu hissetmek için çarşı taraftarının tam ortasına otururum. Aynı zamanda Çarşı grubu mensubuyum. Golleri duymak için de kulaklık takılıdır kulağımda. Gollerin dakikalarını vs. almak için maçı dinlerim. Kale önündeki pozisyonlarda taraftar bir galeyana gelir. Gol olduğu zaman o taraftarla birlikte bağırırım.

Yeteneksizsiniz Türkiye yarışmasına katılmanız ve sonrasından bahseder misiniz?
Kurban bayramından 3 gün moralimin bozuk olduğu bir akşam eve geldim. Oğlum bana ‘’form dolduruyorum yarın saat 12 de özel bir otelde Yetneksizsiniz Türkiye yarışmasının seçmeleri var, oraya gideceksin’’ dedi. Bunun gerekli olduğunu söyledi. Oğlum, ‘’Oraya çok insan gidiyor, senin de gitmeni istiyorum’’ dedi. Ertesi gün 30küsür kişi katıldı ve bir tek ben geçtim. Önce bir şekilde değerlendireceğiz fakat sonuç ne olur bilmiyoruz dediler. 15 gün beklememi istediler. 15. Günün akşamında yarışma ekibinden Berna Hanım tarafından arandım. Kıbrıs’ta sizi yarıştırmak istiyoruz dediler. Bunun için de çok fazla bir şey yapmamıştım. Ufak sayı numaraları yaptım. Kıbrıs’ta da bir hazırlık yapmadım. Program da benim istediğim gibi gitti. Onlar bana asist yaptı ben gol attım diyebilirim.
Bu yarışmaya çıkarak inanılmaz bir özgüven örneği oldunuz. Sizce bu yaptığınız diğer engellilere de özgüven kaynağı olacak mıdır?
Bu olay diğer engellilere özgüven vermeli. Çünkü engelli çocuğu olan aileler engelli çocuklarına ah, vah, tüh diye yaklaşmamalılar. Ben 44 yaşındayım. Benim de annem bir engelli annesi ve yıllarca mücadele etti. Ben mesela görme engellilerin alfabesini kullanamıyorum. O şansım olmadı. Ama şanslıyım ki çalıştım ve emekli oldum. Bir sosyal güvencem var. Çok uzun yıllar çalıştım. Öğretim üyeliği yaptım, Üniversitede yöneticilik yaptım, ulusal sanatçılara bağlama ile eşlik ettim. Birçok kanalda müzik icra ettim. Bu adeta ailemin bana verdiği açık çek. Beni sıkmadılar ve serbest bıraktılar. Engellilerin önünü açarsanız engeller aşılır. Ya da bir şeyi istiyorsanız ve o olmuyorsa. Yeterince istememişsinizdir. Engellilere bu konuda örnek olursam ne mutlu bana. Bu ülkede 8 milyon engelli var. Engellilerin şans bulması gerekiyor.

Sayılar ile dünya rekoru kıracağınızı söylemiştiniz. Bu konuda neler söylemek istersiniz.
Bu turda bunu yapmayacağım. Yaparsam bir esprisi kalmaz. Bunu daha öne defalarca yaptım. Bu benim sürekli yaptığım bir şey. Bunu tescilletmek adına ve sayılar ile ilgili daha neler yapabilir sorusuna binaen yapacağım. Laf olsun diye de değil gerçekten yapabildiğim ve yapabileceğim için söyledim.

Sizce görme engellilerinin en büyük sorunu ne?
Görme engellilerin tek büyük sorunu şehirleşmedeki altyapı. Yani gelişmiş ülkelerde ya da gelişmekte olan ülkelerde kaldırımların taşları, binecekleri otobüslerin mesafesi dahi görme engellilere göre ayarlanıyor. Buda insanlara bir kolaylık sunuyor. Ben şanslıyım bu konuda. Benimle birlikte benim gören gözüm olan birisi var. Başkaları bu şansı bulamayabiliyor. Mesela otobüslerde ses sistemi olmalı. Tramvayda olduğu gibi otobüslerde de olmalı. Görme engelliler için bir kolaylıktır bu. Yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum.

Son olarak neler söylemek istersiniz?
Elimizden geldiğince Kayseri’yi temsil etmeye çalışıyorum. Biraz Kayseri, biraz da Beşiktaş camiası son zamanlarda beni alışık olmadığım derecede sahiplendi. Yakın bir alaka var. Bunu sadece benim nazarımda değil. Bir gün ya da bir hafta engelliler haftası olmasın. Bu duruma gereken önemi herkes göstersin. Benim söyleyeceklerim bunlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder