26 Şubat 2013 Salı

‘’KENT İÇİN ÇALIŞIYORUZ’’

Mazaka Yayıncılık Editörü Yazar İrfan Birol, Türkiye'deki edebiyat ortamını değerlendirdi ve Kayseri'de yaptığı çalışmaları anlattı.


Birol, ''Biz Kayseri’de kimsenin uğraşmadığı işlerle uğraşıyoruz. 2-3 ya da 5 yıl çalışıp da kitap çıkartan yazar yok denecek kadar az. Bir biz uğraşıyoruz bunlarla. Bu yüzden Kent için çalıştığımızı belirtiyoruz.''
Sohbete başlamadan kendinizden bahseder misiniz?
Ben 1956 yılında Yozgat’ta doğdum. Yozgat Lisesi mezunuyum. Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsü fen bölümü mezunuyum. Balıkesir’de Öğrenci Derneği başkanlığı yaptım. Ülkü Ocakları yöneticiliği yaptım. 1960’da ihtilal olunca içeri girdim. Balıkesir, Mamak diyerek cezaevlerinde kaldım. Bana öğretmenliğimi ‘’sakıncalı’’ diyerek vermediler. Yozgat’ta sanayide gres yağı sattım. Daha sonra Şekerbank’ta çalıştım. 1991’de Kayseri’ye geldim. Kayseri’de ağabeyimle birlikte fotoğrafçılık yaptım. Başak TV ve Başak Radyo’da yöneticilik yaptım. 2005’de de Mazaka yayıncılığı kurduk. O günden beri Mazaka Yayıncılığın editörlüğünü yapıyorum.

Yayınevlerinin kuruluş hikayeleri her zaman farklı olmuştur. Sizin yayınevinizin kuruluş hikâyesi nasıl?
Biz 2005 yılında kent üzerine kitaplar çıkartmaya karar verdik. Bu kitapları çıkartmanın zorluklarını bildiğimiz için kendi yayınevimizi kurduk. Kendi kitaplarımızı basmak üzere kurduk ve kent yararına işler yaptık.
Peki, ortalama kaç kitap bastınız şuana kadar? Bunlar hangileri kent ile ilgili?
20’nin üzerinde kitap bastık. Bunun 10 tanesi benim de parmağım olan kitaplardır. Mesela ‘Kayseri’nin meşhurları’ diye bir çalışma yaptık. 188 Kayserilinin biyografisini yazdık. Bunları 10 kategoriye ayırdık. Bu kategorilerdeki önemli kişilerin hayat hikâyelerini yazdık. 610 Sayfalık bir çalışma olmuştu. ‘Kayseri Yapbozları’ çalışmasını büyük karikatürist Mustafa Kuzu ile gerçekleştirdik. ‘Kayseri’de altın sözler’ çalışmasını yaptım. Dedelerimizin, Ninelerimizin söylediği sözleri çizdirdik. 200’e yakın sözü çizim haline getirdik. ‘Atanı bul Kayseri’ diye bir internet sitesi oluşturduk. Bu site sayesinde insanlar Aile geçmişlerini bulabildi.

Kayseri’de yapılan işleri takdir etme konusunda bir zafiyet var mı?
Bir zafiyet tabii ki var. Fakat bu Kayseri ile ilgili değil tüm Türkiye ile ilgili bir durum. Bizim ülkemizde böyle işler pek rağbet görmüyor. Kültür bakanlığının ISBN numarasına göre yıllık basılı materyaller listesine baktığımız zaman bunu çok net görebilir. Kayseri bu listede çok iyi durumda değil. 2011 yılında 159 tane kitap basılmış. Bugün de çok farklı değil. Kenti yöneten insanlar çok iyi kültürel hayatın olduğunu sanıyorlar ama Kültürel çalışmalar içler acısı bir durumda. Bu sadece kültür adamlarının işi değil. Bence herkesin bir şeyler yapması gerekir. Kayseri bu konuda ileri bir noktada değil hatta kötü bir durumda.

Bu zafiyet nasıl giderilmeli? Neler yapmak gerekir?
Zafiyetin düzelmesi için ortamın düzelmesi lazım. İbni Sina’nın çok güzel bir sözü vardır. ‘’Bilim ve sanat iltifat görmediği yerden göç eder’’ diyor. Bu söz bu durumu gayet iyi açıklıyor. Başta kent yöneticileri olmak üzere yazar, çizer, şair, edebiyatçı kısaca kültür adamlarının bu işe çok fazla önem vermesi lazım. Burada öyle bir ortam olmalı ki insanlar yazmalı yazdığı zaman zevk almalı mutlu olmalı.

Bu durum edebiyat ortamının çok çetin olmasından kaynaklanmıyor mu?
Şimdi o söylediğin şey normal. Birkaç grubun rekabeti çok çetin geçer. Örneklendirecek olursak; Rektörlük seçimleri olur kıran kırana geçer. Gazeteciler cemiyetinin seçimleri çok ilginçtir. Bir de yazarçizer takımının çatışması var. Çünkü onların hepsi egolu insanlar. İnsanın egosu olmazsa yazabilir mi? ben bu durumu olumlu görüyorum. Bu durum yeni eserlerin daha iyi işlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Zaten biri eleştirdi diye kimse yazmaktan vazgeçmez.

Kayseri’nin en büyük kitapevlerinde bile yerel yazarlar rafların arkasında kalıyor bu duruma ne demeli?
Ben bu kitapevlerine gider gelirim. Oraları bir ticarethane olarak düşünelim. Ticarethaneler de arz talep ilişkisi üzerine kurulmuştur. Bu nedenle çok satılanlar göz önündedir. Ama bizim temel problemimiz okumamak. Biz toplum olarak okumadığımız için durum böyle.

Hep okuma oranı düşük, yazan, çizen yok dedik. Bunun nedeni teknolojinin bilinçsizce kullanılması olamaz mı? Bugün 15 yaşında bir kızın elinde milyarlık telefon var.
Bu topyekûn bir şey. Bunun eğitimle, aileyle, ortamla birçok şeyle ilgisi var. Bir fidanın meyve vermesi için toprak, tohum, bahçıvan hepsi iyi olmalı. Bugün her şey iyi olacak ortam iyi olacak, çocuklar iyi olacak durum bundan ibaret.

Biraz da yayınevine dönersek, yayınevi olarak Kayserili yazarçizerler ile aranız nasıl?
Bizim hiçbir problemimiz yok. Biz hem kendi kitaplarımızı basıyoruz hem de dışarıdaki insanların kitaplarını bastık. Ve her çeşit kitaplar bastık. (Yemek, ekonomi, istatistik, edebiyat) Ben biraz daha müsamahalı bakıyorum duruma. Zaten Kentte yazma çizme yok. Bide bunu eleştirirseniz hiçbir şey kalmaz ortada. Bizim uğraştığımız şeylerle de kimse uğraşmıyor. 2-3 yıl çalışıp da kitap çıkartan çok kişi yok denecek kadar az. Bir biz uğraşıyoruz bunlarla.

Kayseri için büyük hizmet verdiğinizi söyleyebilir misiniz?
O biraz iddialı olur ama biz gidebildiğimiz kadar Kayseri’nin eskisine gitmek istiyoruz. Yazabildiğimiz kadar bugünü yazacağız. İnsanların hayat hikâyelerini, birikimlerini her şeyi yazdık. İnsanlara kentimiz ile ilgili sorular soruyoruz.

Peki, İlerisi için çalışmalarınız var mı?
Kayseri adına bir prestij kitabı hazırlayacağım. Bankaların dergileri gibi bir şey olacak ama bu çok çok daha iyi hazırlanacak. Kayseri imajı ile bir çalışma yapıyorum. Birde Kayseri’deki bütün hayırseverleri yazmak istiyorum. Daha önce Kızılay’ın hayırseverlerini yazmıştım ama bu başka olacak. Kayseri’de 500 kadar hayırsever var. Hepsiyle röportaj yaparak çok iyi bir çalışma yapmak istiyorum.

Son olarak neler söylemek istersiniz?
Ben öncelikle teşekkür etmek istiyorum. İbni Sina’nın o sözü beni çok fazla etkiliyor. Biz buradan kültürel ortamı daha canlı hale getirmek için çalışıyoruz.  Bu başta benim görevim. Bunu yarın öbür gün gençler yapacak. Şikâyet etme ile olmaz bu. Bizim çalışmamız lazım. Allah bana nefes verdikçe ben bu kent için çalışacağım. Herkesin de çalışmasını istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder