Suret-i Alem Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği başkanı Yusuf Kartal, fotoğrafçılığı anlattı.
Kartal; ''İnsanı bilmeyen, İnsanın derdini tasasını bilmeyen ve okumayan insan fotoğrafçı olamaz. Fotoğraf kitapları okumayan, Fotoğrafçılık altyapısı olmayan kuru bir görüntü elde eder.''
1986 yılından beri fotoğrafla uğraşıyorum.
Matbaacılık sektöründen gelmekteyim. Fotoğrafa sanayi ürünleri çekmekle
başladım. Daha önce Bursa’da çalışmalar yaptık. Kayseri’ye gelince amatör
fotoğraf derneklerinde faaliyet gösterdim. Buradaki derneklerin çalışmalarından
daha farklı olarak çalışma yapmak için Suret-i Âlem Fotoğraf ve Sinema
Derneğini kurduk.
Derneğin hikâyesinden bahseder misiniz?
Bizim facebook’da Suret-i Alem diye bir grubumuz
var. Bu grubu biz kurduğumuzda dernek kimse yoktu. Bu grup o kadar büyüdü ki
uluslararası katılımlar ile 2,500 kişiye ulaştı. Bu bizi dernekleşmeye itti.
Sosyal Medya bizi kurumlaştırdı.
Derneğin
kuruluş amacından bahseder misiniz?
Amacımız Kayseri’de fotoğrafı farklı olarak ulusal
ve uluslararası bir alana yaymak ve yukarı çıkartmak. Fotoğrafı kendimizi
anlatan bir dil olarak anladığımızdan dolayı sergiler açmak amacındayız.
Fotoğraf ile ilgili her şey amacımız. Bizden fotoğraf eğitimi almak isteyen
herkese saat kaç olursa olsun eğitim verebiliriz.
Sergiler açmak, Fotoğrafçı arkadaşları projelerinde
desteklemek, kısa film ve belgesel filmi çekmek, bununla birlikte çekenlere
destek vermek, bu iş ile ilgilenenlere sponsorlar bulmak, Kayseri’de fotoğraf
ve kısa film yarışmaları düzenlemek yaptığımız faaliyetlerin geneli diyebiliriz.
Dernek olarak kaç kişilik bir ekibiniz var?
Dernek olarak kaç kişilik bir ekibiniz var?
Biz derneği 7 arkadaş kurduk. Ekibimiz ise 20
civarı. Bu ekipte çok sağlam arkadaşlarımız var. Henüz üye kaydı yapmaya
başlamadık. Altyapımız sağlam diyebilirim.
Bu
ekip içerisinde profesyonel fotoğrafçılar var mı?
Grubumuzda amatör ruhla çalışan profesyonel
fotoğrafçılar var. Metin Şimşek, Mete Özbek, Yusuf Purut Mehmet Çoban gibi çok
değerli arkadaşlarımız var. İzmit, İzmir, Ankara, İstanbul gibi şehirlerden de
arkadaşlarımız var. Yurtdışından da Hindistan, İtalya, İran, Amerika, Portekiz,
İspanya, İngiltere, Azerbaycan gibi ülkelerden de arkadaşlarımız var.
Biraz
da sergilerden bahsedersek, kaç sergi açtınız şuana kadar?
Başka kurumların adı ile Suret-i Âlem alt yapısı ile
daha önce birçok sergi açtık. Suret-i Âlem Derneği olarak da çalışmalara
bağlayacağız. Yakın zamanda bir sergi açmayı düşünüyoruz.
Bu
işler Finansal anlamda büyük emek ister. Bu imkânı bulabiliyor musunuz?
Şuana kadar hiçbir yerden finansal destek bulamadık.
Kendi çabalarımız ile ilerlemeye çalışıyoruz. Kendi kendimizin sponsoru olduk.
Kocasinan Belediyesi bize salonunu açtı. Orada çalışmalar yapmayı düşünüyoruz.
Yurt dışından ve şehir dışından önemli
fotoğrafçıları getirmeyi düşünüyoruz. Onlarla birlikte fotoğraf çekimlerine
gitmek, Ünlü hoca Maruf Şirin’i Kayseri’ye getirerek fotoğraf okumaları yapmak
istiyoruz. Maruf hoca Kayseri’de fotoğrafın tohumunu atan adam. Onun fotoğraf
okumaları çok mükemmeldir. Herkes onu iyi bilir. Onu getirerek fotoğraf
okumaları yapmak istiyoruz.
Kayseri’de
bu konuya yeterince ilgi var mı?
Kayseri bu konuda çok şanslı. Kayseri’de ilgi var
ama şuana kadar dernekler tarafından yapılan fotoğraf kursları ile sınırlı
kaldı. Öğretilmeyen fotoğraf kursları vermek ile para dönüşümü sağlayan bir
dernek haline getirdiler. Bunu ulusal ve uluslararası yerlere sunamadılar.
Yerelde bu birilerinin isim yapma ve geçinme kaynağı oldu.
Kayseri’de
fotoğraf çekmek isteyen biri neler yapmalı?
İlk önce bizi bulmalı. Çeşitli mekânlar tabii ki
var. Fotoğraf çekmek için şehri çok iyi bilmek gerekiyor. Şehri iyi bilmeyen
iyi fotoğraf çekemez. Şehrin camilerini, sokaklarını, caddelerini her yerini
çok iyi bilmek gerekir. Fotoğraf çektiğiniz bölgeye yabancı gibi değil oralı
gibi olacaksınız. Yani fotoğraf çekeceğiniz yer ile iletişim kurmanız lazım.
Nereye giderseniz gidin oralı gibi olmanız lazım. Birde fotoğrafın ne zaman iyi
olacağını bilmek önemli. Sabah erken çıkmak gibi… Kayseri’de fotoğraf adına bir
şeyler yaptığını sananlardan bir tanesi geçen gün kitabının önsözünde, ‘’biz
güneşle birlikte sıraya giren fotoğrafçılardan olmayacağız’’ demiş. Sabah
erkenden sıraya girmezsen şehrin fotoğrafını çekemezsiniz. Şehri bilmeyen adam
şehri anlatamaz. İnsanı bilmeyen, insanların derdini tasasını bilmeyen,
okumayan insan fotoğrafçı olamaz. Fotoğraf kitaplarını okumayan, fotoğraf
altyapısı olmayan sadece kuru bir görüntü elde eder. Erciyes’in güzel bir
gününde onu herkes çeker. Marifet orada değil. Marifet fotoğrafla birlikte bir
kompozisyon yakalamakta. (Oraya bir bulut, güneş, ay vs. koyabilmek) Sabah
kalkıp sabah erkenden gidip emek vermezsen hiçbir şey elde edemezsin. Bu hobi
gibi kalır.
Dernek
olmanın amacı da bu değil mi?
Tabii ki hobiden çıkartıp amatör ruhlu profesyonel
insanlar ile çalışmak dernek olmamızın nedeni.
Sevgi her yerinde. Bu işi yapacaksan seveceksin. Her
işte öyle ama bu işte daha özverili bir sevgi lazım. Makinan iyi olmuş olmamış,
çok pahalı, değil bunlar önemli değil. Bu işi severek yaparsan çok iyi şeyler
yaparsın. Bu işi severek yaparsanız belli bir zaman sonra tarzınız oluşur.
Fotoğrafı gören kişi kimin çektiğini anlar. Mesela bizim ekipte herkesin bir
tazı vardır. Biz ilk Suret-i Alem grubunu kurduğumuzda kimse dikkate
almamıştık. Biz Kayseri’de bir ilke imza attık ve 2.500 civarı üyesi olan tek
grup olduk. Çalışmalarımızda da siyah Beyaz’ı çok seviyoruz.
Son
olarak neler söylemek istersiniz?
Kayseri’de fotoğraf alanında farklı bir bakış
oluşturmak istiyoruz. Bunu da yaptıklarımız ile göstereceğiz. İddialı
konuşuyorum ulusal ve uluslararası anlamda çok çalışmalar yapacağız. Zaten
şuanda başka bir ülkeye gidince Suret-i Âlem dediğiniz zaman sizi tanırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder