6 Şubat 2013 Çarşamba

YAZAR DEĞİL KAYNAKÇA!

Kayseri'nin kaynakçası diye tabir edilen araştırmacı yazar Hüseyin Cömert, çalışmalarını ve 'Kayserili Mustafa Remzi Bey'in hatıraları' isimli son kitabını anlattı.
O Kayseri’nin yıllarca Kayseri İl Kültür Müdürlüğünü yaptı ve oranın tarihini çok iyi bilen biri. Yıllarca arşiv araştırmalarında bulundu ve geçmişi irdeledi. Bakmadığı dosya kalmadı. Bildikleri ile tam bir kaynakça görevinde olan Hüseyin Cömert, bildiklerini kendine saklamadı Yaptığı kitaplar ile gelecekte araştırma yapmak isteyenler için kaynakça oluşturdu ‘’Kayserili Mustafa Remzi Bey’in Hatıraları’’ isimli son kitabı ise kaynakça niteliğindeki son kitabı.

Hüseyin Cömert Kimdir?
1946 yılında Kayseri Vekse köyünde doğdu. 1968 yılında Konya Selçuk Fen bilimleri bölümünden mezun oldu. 1989-1993 yılları arasında Kayseri İl Kültür Müdürlüğü yaptı. Çalışma arkadaşları ile birlikte Kayseri Kültürüne birçok eser kazandırdı. 1993 yılında Zonguldak İl Kültür Müdürlüğü şube müdürlüğü görevine başladı. Daha sonra Erciyes Üniversitesinde Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı yaptı. 2001 yılında Erciyes Üniversitesi bünyesinde bulunan Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezinde (KAYTAM) görev yapmaya başladı. 2010 yılında ise emekli oldu.
Böyle bir kitabı yazmak aklınıza nereden geldi?
Ben kitabın esas kahramanı Mustafa Remzi Cebeciyi tanırdım. Kendisi babamla iyi ahbaptı. Kendisi Emekli Kurmay Albaydı. Halk arasında ‘Paşa’ derlerdi. Ben Erciyes Üniversitesi Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezinde (KAYTAM) çalışırken Mustafa Bey’in oğlu kendisine ait 4 poşet dolusu belge getirdi. Bana bu belgeleri kitap haline getirip getiremeyeceğimizi sordu. Bende 2 yıl çalışma ile 40-50 yıllık evrakı tasnif ettim. Bu çalışmanın sonucunda da bu kitabı bu hale getirdim.
Önümüzdeki zamanlarda araştırma yapmak isteyenlere kaynak oluşturabilecek bir kitap hazırladınız. Böyle bir kitabı hazırlamak nasıl bir şey? Sizin için ne ifade ediyor?
Öncelikle kendini bilmek lazım. Kendini bilmek için de yaşadığın yeri bilmek gerekir. Ben bunun bilincindeyim. Buna bakarak tarihimi, kültürümü, geçmişimi bilme bilincindeyim. Ben bu düşünce ile çalışmalar yapıyorum. Daha önce Kültür Müdürlüğü yapmıştım. O zamanlarda eski defterler vardı. Onları KAYTAM arşivine götürdük. 10 yıl o kayıtların içerisinde çalıştım. O kayıtların içerisinde iyi bilgiler olduğunu da gördüm. Bu bilgileri toplayarak kitaplar oluşturduk. Benim için çok iyi şeyler ifade ediyor. Şunu belirtmek istiyorum. Arşiv olmasaydı bu kitapları yayınlayamazdım. Belgeye dayalı çalışmalar yaparak kitap oluşturmak benim için iyi çok güzel bir duygu.
Devlet araştırmaları yaparken tıkandığınız yerler oluyor mu? Veya engellenip zorlandığınız oluyor mu?
Kesinlikle tıkandığım bir yer olmuyor. Araştırma yapmak isteyen herkese bütün kapılar açıktır. Hiçbir konuda da engellenmiyorum. Yazıp yazmama konusunda da tereddüte gitmiyorum. Zaten geçmiş belgelerinde devletin ve milletin aleyhine hiçbir şey yoktur. Osmanlı tarihi net ve açıktır.
Kültür ve Turizm Bakanlığının tek çatı altında olmasını nasıl karşılıyorsunuz?
Ben Kültür Müdürlüğü yaptım. Bugün Kültür Bakanlığı bütçesi en az olan Protokolde en arkada olan bir bakanlık. Buda bizim devletimizin, milletimizin kültüre bakışını gösteriyor. Hâlbuki Avrupa’da protokolde birinci sırada Kültür Bakanı yer alıyor.
Tarihi Eserlerin başka illerde sergilenmesini nasıl karşılıyorsunuz? Özellikle Kayseri bu konuda çok eski. Birçok eserin burada sergilenmesi gerekirken Ankara’da sergileniyor.
Kayseri’de çıkartılan eserleri sergileyecek bir müzemiz yok. Kültepe’deki Müze’nin ek inşaatı 1970 yılında açıldı. Çukur hala duruyor. İnsanlarımız Müze’nin nerede olduğunu dahi bilmiyor. Doğru düzgün bir tabelası bile yok. Sanırsam müzenin yeri değişecek. Kalenin içerisine alıp yerine başka bir şey yapacaklar. Mesela Kayseri’de kütüphane kapandı. ‘’Kütüphanemiz nereye gitti’’ diyen bir insana da rastlamadım. Kütüphane kapatılalı aşağı yukarı 2 yıl oldu.  Kimsenin haberi yok. Zaten hiç kimse dillendirmedi bu konuyu. Konuya dönersek. Türkiye’deki tarihi eserleri yabancılardan çok bizim insanımız kaçırıyor. Hem de teslim ettiğimiz insanlar.
Önümüzdeki zamanlarda yapacağınız bir çalışma var mı? Bir kitap hazırlayacak mısınız?
Germir köyü ile ilgili bir çalışmam var. Oranın 1484’ten itibaren geçmişi ile ilgili belgelere dayanan bir kitabını hazırladım. Germir 1900 yılında 6.000 nüfusa sahipti. Çok hareketli bir yerdi. Bu köyün geçmişini aydınlatarak geleceğe taşıyan bir kitap hazırladık. 3-5 Ay içerisinde onu da yayınlayacağız. Bununla birlikte de Kayseri hinterlandı ile ilgili eksik kalmıyor. Her şeyi yapmış oluyoruz. Bu çalışma ile noktayı koyacağım.

Son olarak neler söylemek istersiniz?
Ben yapmış olduğum çalışmalar ile Kayseri Merkez ve Köylerinin maddi Kültür varlığını tespit ettim. Yaptığım kitaplar anlattığı yeri en ufak ayrıntısına kadar gösterir. Örnek olarak Ağırnas’ı verirsek. Ağırnas ile ilgili her şeyi burada bulursunuz. Bu çalışmalar ile gelecekte araştırma yapacak insanlara bir kaynak bıraktık. Kısacası biz kumaşı bıraktık. Bizden sonrakiler o kumaşı alıp istediği gibi işlesin. İster gömlek yapsın, isterse pantolon.


İl Kültür Müdürlüğü döneminde çalışma Arkadaşları ile birlikte Kayseri Kültürüne kazandırdığı Eserler;
Kayseri ve Yöresi Ağıtları (E.Kalkan)
Kayseri Meşhurları-A.Nazif Efendi (Haydar Diriöz)
Kayseri Tarihi (H.Erkiletlioğlu)
Çanakkale’den Hicaz’a (H.Özkök)
Kayseri Tarihi Eserleri (A.Yeğen)
Kayseri’de Okuma Alışkanlığı (Komisyon)
16. Yüzyıl Başlarında Kayseri (M.İnbaşı)
Kayseri’de İlk Nüfus Sayımı (H.Cömert)

KAYTAM döneminde Kayseri Kültürüne kazandırdığı Eserler;
19. Yüzyılda Kayseri (2007)
Tavulsun (2007)
Koramaz Vadisi (2008)
Türkçü Gazeteci Yunus Bekir (Yaşar Elden ile birlikte/2010)
1844 – 1875 Yılları Arasında İncesu (2010)
Gesi Vadisi (2010)
19. Yüzyılda Talas (2010)
Kayserili Mustafa Remzi Bey’in Hatıraları (2013)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder