Hunat Hatun Medresesi, Kültür ve Sanat Merkezi'ne dönüştürülerek, adeta işkenceden kurtuldu. BŞB Genel Sekreteri Mustafa Yalçın, tarihi medreseyi anlattı.
Kayseri'de bulunan Hunat Hatun Medresesi bir dönem müze, çarşı ve
kermes alanı gibi değişik amaçlar için kullanılmıltı.Restore edildikten sonra
hediyelik eşya çarşısına dönüştürüldüğü dönemde çarşı esnafı tarafından bazı
çirkin tahrifatlara mahkûm kamıştı. Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile protokol
imzalayan Büyükşehir Belediyesi Hunat Medresesini Kültür Merkezine dönüştürerek
işkenceye son verdi. Selçuklu tarihinin önemli yapıtlarından olan bu medrese
artık sanatın ve sanatçıların en büyük ilham kaynağı olması bekleniyor. Kültür
ve Sanat Merkezi haline dönüştürüldüğü günden bu yana binlerce kişi tarafından
ziyaret edilen Medrese yeni işlevi ile şehrin yapı taşı haline geldi. Büyükşehir
Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Yalçın Hunat Hatun Medresesinin neden Kültür
ve Sanat Merkezi yapıldığını, kültürel hayatın canlılığını, orada yapılmak
istenenleri ve yapılmakta olanları anlattı.
Yıllarca
Kayseri’de yaşamış biri olarak Hunat Hatun Medresesini kısaca anlatır mısınız?
Hunat Hatun Merderesesi Selçuklu tarihini temsil
etmektedir. Bu külliye 1237’de Hunat Hatun tarafından yaptırılmış. Bununla
beraber büyük bir kümbet, hamamıyla, camisiyle, medresesiyle kurulmuştur.
Medrese çok anlamlı bir şey. Selçukludaki medreseler bugünkü üniversiteler. Bu
anlamda Selçukludaki medreselerin Osmanlı üzerinde çok emeği var. Burası
ortalama 750 yıllık bir hafızaya ve hizmet kültürüne sahip, tarihe şahitlik eden bir yapı.
Burası bize geldiğinde medreselerin kapatılmasından
sonra caminin bir eklentisi olarak devam etmiş ama benim ömrümün yettiği günden
itibaren bakacak olursak burası bir müzeydi. Daha sonra Kayseri ile alakalı
olacağını düşünüldüğü için Hunat Çarşısı yapıldı. Fakat yine olmadı. Daha sonra
Büyükşehir Belediyesi olarak birçok tarihi eserin eski hüviyetine kavuşması ve
hizmet etmesi için gereken yapılmalıydı. Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile
görüşmeler yapılarak anlaşma sağlandı. Bizde buranın bir Kültür ve Sanat Merkezi
olmasını uygun olacağını düşündük. İş buradan çıktı.
Burayı
Kültür ve Sanat Merkezi yapmaktaki amaç neydi?
Geleneksel Türk İslam sanatlarını öğrenmek, öğretmek
ve gelecek nesillere aktarmak için ev sanatları yapması. Ebru, Tezhip, Ney gibi
birçok sanat burada can bulacak. Burada çeşitli kişiler bu sanatlarla
uğraşıyordu. Tabi bir sanat eserinin içerisinde değil. Kendi imkanlarıyla
dükkanlarda, evlerin odalarında kıyıda köşede yapıyorlardı. Şuanda Kayseri’de
Türk İslam eserlerine sahip olmak isteyen buraya geliyor. ‘Türk İslam
sanatlarını öğrenmek istiyorum’ diyenler de buraya geliyor. Çok kısa bir süre
olmasına rağmen çok güzel bir ortam oldu.
Ramazanın ilk haftası açıldı, o günden bu yana dolup taşıyor.
Peki,
içerisinde neler var?
İçerisinde 21 tane oda var. Arka tarafta eyvan,
ortasında da sahanlık var. Ebru, Tezhip, Hat, Ney, Resim gibi sanatların yanı
sıra yazar ve sanatçı odamız var. Birde Kuran-ı Kerim odamız var. Konferans
salonumuzda ise toplantılar ve paneller için ideal. Medresenin içerisinde
bulunan Hunat Hatun Kümbeti içinde oda var. Çalışan kadınları Kuran-ı Kerim
öğrensin diye birde Kuran kursu kurduk. Kuran eğitimi de burada veriliyor.
Marifet iltifata tabidir. Biz burayı çok iyi bir
şekilde kurguladık. Yine projesi olan varsa getirsin biz o şekilde dizayn
etmeye hazırız. Medresenin caminin yanında olması ve içerisinde türbe olması
Türk İslam sanatlarına ve Türk İslam geleneğine uygun değerlendirilmesi lazım.
Onun dışarısında bir talep gelirse bu mümkün olmaz. Onun dışında taleple gelinirse
elimizden geleni yapmaya hazırız. Çok görünmüyor ama kışın bir sıkıntı olacak
gibi. Orta alanın çok geniş ve büyük olması kar yağdığı zaman sıkıntı
yaratabilir. Burada okuma ve yazma odaları da var. Yazmak isteyen insan burada
oturabilir. Bunun dışında Kültür ve Sanat ile ilgili olan herkes için ideal bir
yer. Burası caminin şartlarına uygun olmakla birlikte, sanatın tüm alanlarında
iştigal edecek arkadaşlar için kale içi çalışmalarımız devam ediyor. Seneye hem
müze olarak, hem de çeşitli sanatların icra edileceği sanat merkezi
kurulacaktır.
Son
olarak neler eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Kayseri’de birçok alanda Kültür ve Sanat çalışmaları
yürütüyoruz. Bunlara Yoğunburç ile başladık, Okbucu ile devam ettik. Arkasında
Hunat Kültür ve Sanat Merkezi geldi. Kale içi Selçuklu müzesi ile de devam
edecek. Türkiye’de Selçukluyla ilgili bir müze yok. Onun için Selçuklu ile
alakalı çok iyi bir çalışma olacak. Kayseri Lisesi içerisinde de Milli Mücadele
Müzesi kurulacak.
HUNAT HATUN(Hunad Mahperi Hatun) KİMDİR?
Kendisinin adı Huand'dır. Sonradan Hunat diye yaygınlaşır. Esas ismi ise Mahperi Hatundur. Hunat Hatun, Müslüman olduktan sonra 1. Alaeddin Keykubat'la evlenmiştir. II. Gıyaseddin Keykubat’ın annesidir.
Olukça hareketli bir hayatı vardır. Kocasının imkânlarından faydalanarak o dönemin en önemli külliyesini yaptırır. Mahperi Hatun, Selçukluların o dönemdeki iç mücadeleleri yanında, dış baskılara karşı da büyük mücadele vermiştir.
Cami Medrese, Türbe ve Hamam'dan meydana gelen büyük bir külliye İnşa ederek adını veren bu Selçuklu Hamamı için bir olay nakledilir. Derler ki; Mahperi Hatun, inşasına başlattığı camiyi hemen her gün ziyarete gelir ve inşaatın nasıl seyrettiğini kontrol eder. Kendi isteklerine uygun bir şekilde yapımı için de hassasiyet gösterir. Bunun üzerine, camii inşaatını yarıda bırakır ve hemen hamamı başlatır. Hamam bittikten sonra da, burada çalışanların her gün sabah akşam yıkanmalarını sağlar. Böylece de adına yaptırdığı site tamamlanır.
Servetini böyle hayırlı bir hizmete adadığı için, günümüzde bile yaşayan Mahperi hatun, Türk kadınının yalnızca evde kalmadığını ve cemiyetimizde önemli görevler üstlendiğini ve servetiyle de hayır kurumları inşa etmek suretiyle insanımıza yardımcı olduğunun simgesi olan türbesine defnedilir.
Türbe 1249 yılında inşa edildiğine göre, Mahperi Hatunun yaşadığı devirde 13. Asrın ortalarına rastlamaktadır.
Hunat Hatun Medresesi, cami, hamam ve türbe ile birlikte Selçuklu Hükümdarı I. Alaeddin Keykubat'ın karısı ve Sultan I. Giyaseddin Keyhüsrev'in annesi Mahperi Hunat Hatun tarafından M. 1237 yılında yaptırılmıştır. Medrese, caminin sağ tarafında kalmaktadır. Hunat Hatun Medresesi, 1929 yılından itibaren, müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Uzun yıllar Arkeoloji müzesi olarak tarihi eserlerin toplanıp sergilendiği Medrese, 1969 yılında Gültepe'de inşa edilen yeni Arkeoloji Müzesi'nin hizmete girmesinden sonra, Etnografya Müzesi olarak kullanılmaya devam etmiştir. Etnografya Müzesi olarak 1998 yılına kadar kullanılan medrese, müzenin Güpgüpoğlu Konağı’na taşınması sonrasında, Kayseri Valiliği tarafından bakım ve onarımı yapılmıştır.
Sonrasında Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne devredilmiş ve hediyelik eşya çarşısı olarak hizmete girmiştir. Geçtiğimiz günlerde Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile Büyükşehir Belediyesi arasında protokol imzalandı ve Hunat Çarşısı Hunat Kültür ve Sanat Merkezine dönüştürüldü. Şuanda ise Hunat Kültür ve Sanat Merkezi olarak hizmet vermektedir.
Plan itibariyle dıştan dikdörtgen bir çerçeve içine sığdırılmış iki eyvanlı medreselerdendir. Cami gibi medrese de çok itina ile inşa edilmiştir. Muntazam taş dizileri ile kaplanmış olup, tamamıyla sivri çok özenle yapılmış tonozlarla kubbelenmiştir. Taş dizilerindeki diziliş düzeni olukça itinalıdır ve medreseye sadeliğin yanı sıra abidevi bir hava katmaktadır.
Hunat Hatun Medresesi, sağ ve sola dizilmiş olan hücreler ile derslik hizmeti gören geniş eyvanı ile geleneksel medrese tiplerine uygun inşa edilmiştir.
Ana kapı batıdadır. Bu kapının girişte sol tarafında, caminin kuzey ucunda, Mahperi Hatun'un türbesi bulunmaktadır.
Taçkapısı batı yönünde olup geleneksel Selçuklu mimarisinde sıklıkla görülen taş işçiliği kendini burada da göstermektedir. İki eyvanlı medrese sivri kemerli, tonozlu revaklarla doğudaki yazlık dershane eyvanı ile yanındaki klasik dershane ve hücrelerden meydana gelmiştir. Kenarları yüksek revaklarla çevrili medrese avlusunun iki yanında sağ ve solunda sekizerden on altı hücre bulunmaktadır.
Giriş eyvanının karşısına büyük bir eyvan yerleştirilmiştir. Baş eyvan denilen bu bölümün sağında iç içe bölmeli bir kısım ile Hunat Hatun Türbesi girişi ve salonda kare planlı dershane bölümü bulunmaktadır. Batı yüzünün köşelerine de kuleler yerleştirilmiştir.
Giriş eyvanının sağındaki mekan medresenin mescidi olarak düzenlenmiştir. Bu yapıda da camide olduğu gibi duvarların köşelerine takviye kuleleri yerleştirilmiştir. Bunlardan kuzey köşesindeki kule prizmatik, diğerleri de silindirik şekildedir.
HUNAT KÜLTÜR VE SANAT MERKEZ'İNDEN GÖRÜNTÜLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder